20 Ekim 2011 Perşembe

20 Ekim 2011



Bir söz
Hayat bazen mucizeler sunar bize.. hatalarımızı örtmek için belkide...

Bir şiir

seni bana getiren herşeye seviniyorum
sokakları insanları,
otobüsleri, durakları,
büyük cadde rastlantılarını
seni bana getiren bakışlarını..
herşeyi seviyorum..

Uykusuz gecelerimi seviyorum

düşünebileceğim bir tek sen olduğundan,
sabah olunca sen olcaksın aynı yolda,
resimlerimde sen,
yazdıklarımda sen olduğun için
seviniyorum..
Senle ilgili bildiklerim tüm herşeyin
seni bana getireceğine seviniyorum.
1992

Bir resim



10 Aralık 2005
...

Bu resim bir yolculuğun başlangıcıdır.

Askere gitmeden bir gün önce yapmıştım. İnanılmaz bir stres vardı üzerimde. Herşeyden ayrı kalacağım bir 6 ay geçirecektim. Bilgisayarın başına oturup bütün bunları düşünürken bir taraftan da bir resim yapmaya başladım. Gideceğim yer Bitlis Tatvan'dı. İlk öğrendiğimde şok geçirmiştim. Arkadaşıma telefon ettim,kendisi Bitlis'te askerlik yapmıştı.Tatvan'nın güzel yer olduğunu ve rahat edeceğini söyleyince bir nebze rahatlamıştım. Ama hala inanılmaz baş ağrısı çekiyordum.
En yakın doktora gittim ancak iki iğneyle kendime gelmiştim ve daha sonra eve gelip derin uykuya dalmıştım.
Ertesi sabah kalktığımda hazırlıklara başladım. Öğleden sonra saat ikide Van'a gidecek uçağa binmek için evden ayrıldık ailemle.Havaalanında o zor saatler hiç aklımdan çıkmıyordu. Annemin bana bakışı. Gözlerinden bir türlü durduramadığı gözyaşları.. Gülümsüyordum herşeye rağmen.
Uçağa doğru ilerlerken el sallıyordu. Sanki hiç dönmeyeceksin hisse kapılırsın. Bakmamaya çalışıyordum, "biliyorum elbet döneceğim ve seni göreceğim anne".. eğer bakarsam seni böyle ağlarken hatırlayacaktım her gün ve bu benim için zor olacaktı.
Aylar sonra döndüğümde inanılmaz bir hasretle anneme sarıldım. O an dünyalar benimdi. Uzak durduğum her an beni gülümsemesiyle bana el salladığını görür gibiydim. Kolay değildir böyle zorlu şartlarda bulunmak.. dönüşün kesin değildir.
Askerlik boyunca resim yapmaya daha çok zamanım oldu. Okuldan mezun olduktan sonra 5 yıl boyunca resim yapmamıştım. Bu benim için bir fırsat oldu ve kendimi keşfetmeye başlamıştım. Böyle bir yerde hayatta en çok neyi yapmak istediğini insan daha iyi anlıyor. Neyin seni mutlu edeceğini, nerede olmak istediğini..  
Bu benim için güzel ama sonu gelmeyecek muhteşem yolculuğun başladığı yerdi.



Bir şarkı

Yorumcu: Erol Evgin
Söz: Çiğdem Talu
Müzik:Melih Kibar
Çocukluğumda hep hatırlarım bu şarkıyı, radyoda ve siyah-beyaz televizyonunda sürekli çalınırdı. Ablamlar da sürekli mırıldanırlardı ders çalışırken. Erol Evgin'le bütünleşmiş gibiydi bu şarkı. Bunun gibi çok şarkısı da var..Bir de bana sor, içimdeki fırtına gibi. Ortaokul, lise derken üniversitede de bu şarkılarını söyler olduk. Arada onca yıl geçmesine rağmen, onca şarkılar çıkmasına rağmen hep eskiler vardı. Akşamları eve giderken otobüsün arka koltuklarında söylerdik.
Sonra bu şarkıların bilinmeyen yönlerini öğrenince neden şarkıların bu kadar güzel ve kalıcı olduğunu anlamıştım. Melih Kibar'ın bestelerine Çiğdem Talu'nun sözleri..nasılda milimetrik uymuş sözleri birbirlerini tamamlamışlar dersin. Ama bu kadarla değildi. İçimdeki Fırtına şarkısının hikayesini dinlediğim de birbirini tamamlamaktan öte birbirine ait, birbirinin ruhlarını görüp seven büyük aşkın izleri vardı. O aşk yüzlerce şarkı meydana getirmiş ve dilimize dolanmıştı. İşte Öyle Birşey..ilk şarkılarıydı onların.. Bu güzel yolcuğun başlangıcıydı.
Kimbilir ne güzel şarkılar yapıyorlardır o sonsuz hayatlarında..





Hiç yorum yok:

Photoshop Magazin dergisinin Ocak 2008 kapağı. Aradan on yıl geçmiş. O güne kadar Deviantart dışında resim yüklemiyordum. Photoshop Maga...